Ana Sayfa
Ayın Mezunu

Necmettin ARMAN

Mezuniyetinizden bu güne iş hayatınızla ve kariyerinizle ilgili kısa bilgi verir misiniz?

1982 yılında Endüstri Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra, İstanbul Üniversitesi / İşletme Fakültesi İşletme İktisadı Enstitüsü’nde İşletme Yönetimi İhtisasını dereceyle ve Vehbi Koç Vakfı bursuyla bitirdim. Mezuniyet sırası ve sonrasında öğrenciyken çeşitli iş teklifleri önüme çıktı. Askerliği aradan çıkartalım düşüncesiyle yedek subay olarak askerliğimi Batman Komando Alayı’nda tamamladım.

Askerlik dönüşü önce otomotiv sektöründe kısa bir süre çalıştım, bu çalışmam sırasında ECA şirketlerinden birinden davet aldım ve pazarlama uzmanı olarak göreve başladım, yaklaşık 32 yılı bulan ve 1985 yılında adım attığım inşaat ve yapı malzemeleri sektöründe sonrasında Ege Seramik / Pazarlama Müdürlüğü, PDK A.Ş / Genel Müdürlük, Umpaş Seramik / Genel Müdürlüğü görevleri sonrası 2012 yılından bu yana da Akgün Grubu’nda Genel Koordinatör olarak görevimi sürdürmekteyim.

Yaklaşık 32 yılı bulan iş hayatımda yönetimin tüm kademelerinde görev yapmamın yanı sıra, yönetim ve icra kurulu üyelikleri, iş hayatı ve sektörel çeşitli dernek ve kuruluşlar ve spor kulüplerinde yönetim kurulu üyeliklerinde bulundum, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün de kongre üyesiyim.

 

Öğrenci olduğunuz dönem ile ilgili önemli bir hatıranız varsa bizimle paylaşabilir misiniz?

Doğrusunu isterseniz fakülte yıllarının neredeyse hepsi hatıra; “analiz dersimiz var bir türlü veremiyoruz, dersi de biraz boş geçirmişiz herhalde, yanılmıyorsam on arkadaş bir dershaneye gittik çıkmış soruları da götürdük, dershanenin kurucusu ve matematik hocasına derdimizi anlattık “ hocam bizi sınavdan geçirecek kadar hazırlayın, yeter!” dedik. Hakikaten hepimizi sınavı geçirecek kadar hazırladılar, geçtik!”  Aday endüstri mühendisleri olarak buna benzer birçok pratik çözümlerimiz olmuştur.

Bir dönem bahçede barakada derslerimiz olurdu, hocanın durumuna göre yoklama sonrası camdan birer birer kaçar ya top oynamaya ya da kahvede buluşmaya giderdik.

Bir de o günlerin siyasi atmosferine rağmen bizim sınıfımızda birbirimizi kırıp dökmeden çok güzel günlerimiz oldu, aradan geçen 35 yıla rağmen birçok arkadaşımızla halen görüşüyor ve haberleşiyoruz.  

 

Kariyerinizin en önemli kısmı hangisiydi, bu hayatınızı nasıl etkiledi?

Aslında kariyerimle ilgili en önemli gelişme üniversite yıllarında pazarlama dersimize gelen Prof. Dr. Muhittin Karabulut hocamızın bir proje çalışmasına yoğunlaşmam, güzel bir çalışma sonrası hocamızın övgü ve yönlendirmesi ile mühendislikten çok, işletme-yönetim ve pazarlama konularında yoluma devam etmeye karar vermemdir diye düşünüyorum.

Kendimi o kadar kaptırmışım ki, bitirme projemi “Nijerya’ya ihracat” olarak belirledik. Mühendislik eğitiminde 80’li yılların başında ihracat ve bir de Nijerya’ya, herhalde yönümüzü büyük ölçüde bu çalışmalarla belirledik.

Doğal olarak yüksek lisans ve iş hayatımın ilk yıllarında “pazarlama/marketing” kavramlarının yeni yeni konuşulmaya başlandığı dönemlerde, ECA / Elmor’da pazarlama bölümünde ve kuruluşunda görev almam bundan sonraki iş hayatımın en önemli yönlendiricilerinden biri olmuştur.

İş hayatımın her anında Endüstri Mühendisliği eğitiminin bana kazandırdığı, analitik ve çok boyutlu düşünme, bütün disiplinlerden haberdar olma avantajı en önemli destek oldu.

 

Hayatınızda en çok hoşunuza giderek yaptığınız iş neydi?

Doğrusunu isterseniz iş hayatım boyuna bütün çalışmalarımı severek yaptım. Yanlış hatırlamıyorsam Konfüçyüs’ün bir sözü vardı; “ Eğer sevdiğiniz işi yapıyorsanız, hayatınız boyunca bir gün bile çalışmış sayılmazsınız!”  diye.

İş hayatında zaman zaman iniş çıkışlar, farklı şeyler yaşanabiliyor, zaten tecrübe dedikleri de yaşanılan farklılıkların size kazandırdıkları oluyor.

En çok hoşunuza giden de, yoğun bir çalışmanın, bazen günlerce süren koşuşturmacanın sonunda bitirdiğiniz, kopardığınız bir iş sonrası “ bu işi de hallettik!” dediğiniz an oluyor.

 

Tecrübelerinize göre Endüstri Mühendisliği zaman içerisinde sizce nasıl değişti, gelecekte Endüstri Mühendislerini neler bekliyor?

Başlangıçta ve bizim dönemimizde aldığımız çok yönlü ders programını ve bugünkü iş hayatını göz önüne aldığımda ben endüstri mühendislerinin hep yönetmeye aday olduklarını düşündüm. Geçen sürede endüstri mühendislerinin hayatın her alanında üretimden yönetime, lojistikten askeri alanlara, sağlıktan hizmet sektörüne kadar her sahada rol aldıklarını gözlemliyoruz.

Son dönemlerde bilgi ve iletişimde yaşanan gelişmeler ve hayatın akışındaki hızlanma daha hızlı, daha iyi, daha az maliyetli, daha yüksek performanslı çalışmaları zorunlu kılmakta, dolayısı ile bu hızlı akışın planlanmaya ve optimizasyona ihtiyacı da gitgide artmakta. Bu hızlı gelişmelerin planlayıcısı, modelleyicisi ve yöneticisi bence bugün ve gelecekte endüstri mühendisleri olacaktır, olmalıdır diye düşünüyorum. 

 

Bölümümüz öğrencilerine ve yeni mezunlarımıza ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?

Yukarıda değinmeğe çalıştığım yöneticilik misyonunu da göz önüne alarak, endüstri mühendisliğine aday arkadaşlarımıza ben temel işletme fonksiyonlarına hâkim veya en azından bilgi sahibi olabilecekleri programı takip etmelerini, güncel yaşam ve çalışma hayatına duyarlı olmalarını, gözlemler yapmalarını,  birey, aile, şirket ve kuruluşlar, ülkeler ve insanlık için çözümler sunacak arayışta bulunmalarını tavsiye diyorum.

Bu arayış onları zinde tutacak, eksikliklerini görmelerine ve gidermelerine yardımcı olacaktır. Ayrıca, özellikle başlangıçta kendilerine seçecekleri, yakın gördükleri belli başlı konulara uzmanlaştıracak düzeyde ilgi duymalarında ve bilgi biriktirmelerinde yarar olacaktır. Bunlara örnek olarak;  geleceğin trendine yönelik çalışmalar, önemi ve payı artan hizmet sektörünün, iletişim ve haberleşme sektörünün, lojistik sektörünün gelişmelerini izleme, izledikleri konularla ilgili seminer, konferans ve çalışmalara katılma gibi konuları verebilirim.

İş hayatında bir adım öne geçmelerinin yolunun donanımlarındaki artıları çoğaltmaktan geçtiğinin farkında olmalılar.

Arkadaşlarımıza ayrıca “girişimcilik”  konusunda da ilgili olmalarını, kafa yormalarını tavsiye diyorum. İş hayatının işveren olma kısmını da sürekli zorlamalılar, belki de kendi aralarında ortak projeler geliştirmeliler.

 

Fotoğraflar